Çelişki bakıştadır. Çelişki olduğunu düşündüğümüz her şey çelişki değildir. Aslında biraz dar bir bakış açısıyla bakmaktan, biraz tek yönlü bakmaktan, biraz vakit olarak kısıtlı bir zamanda bakmaktan kaynaklanır çelişki olarak görmemiz. Mesela tokluk açlık örneğini hatırlayın; doymak, acıkmak, doymak, acıkmak… Burada bir çelişki yoktur, bu bütünlüğü içerisinde salınımlarla hareket eden bir şeydir. Ya da bir şeyi istediğim halde yapamıyor olmam. Aslında burada ya istiyorum niye yapamıyorum diye çelişki gibi gördüğümüz şey, daha geniş perspektiften baktığımızda, aynı şeyi hem isteyip hem istemememizle ilgilidir ve bunları anlayıp çözümlemeye başladıkça daha istediğimiz gibi olması, istediğimi istemediğimiz yönlerin azalması, daha içimize sinecek bir şekilde gerçekleştirmek mümkün olabilir. Dolayısıyla çelişkinin bakışta olduğunu unutmamalıyız. Durduğumuz yeri değiştirerek, biraz uzaklaşıp daha geniş olarak bakarak, daha geniş bir zaman diliminde konuya bakarak çelişki olarak gördüğümüz pek çok şeyi çözümlememiz, onlarla barışmamız, onlarla keyifli bir şekilde yaşamımızı sürdürmemiz mümkün olur.
Bir Cevap Yazın